Ömer Küçükkaya
Köşe Yazarı
Ömer Küçükkaya
 

Türkiye, Kazakistan olur mu?

Kıtalararası bir ülke düşünün; 2 milyon 724 bin 900 kilometrekare yüzölçümü ile Batı Avrupa'ya denk büyüklükte dev bir coğrafyası olan. Dünya üzerinde denize kıyısı olmayan nadir kıtalararası ülkelerden olan Kazakistan, Avrupa ve Asya'yı birbirinden ayıran Ural nehrinin her iki kıyısında kurulu köklü bir devlet. Geçmişi 11'nci yüzyıla dayanan Kazakistan ile kök ve kültür bağları eş değer olan  Türkiye'yi değerlendireceğiz bugün.   ***   Ankara ile Bursa arasında hızlı tren olmaması nedeniyle başkent yolculuklarımız yorucu geçiyor. Ankara bize daha fazla alışırken, bizde yorucu yolculuklara alıştık. Ankara'da önceki gün gerçekleştirdiğim ziyaretlerde hem AK Parti, hem CHP hemde İYİ Parti Milletvekilleri ile görüşme imkanı buldum. Milliyetçi Hareket Partisi'nin her iki Bursa Milletvekili, Genel Merkez çalışmalarında olduğu için telefon irtibatı kurmak ile yetindik. Elbette Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki atmosferin sıcaklığı esnasında Kazakistan olaylarını takip etmek daha bir renkli oldu. Kazakistan'da akaryakıt zamları ve fiyatları bahane edilerek gerçekleştirilen iç karışıklığın geldiği nokta, Türkiye açısından çok önemli mesajlar içeriyor.   Kazakistan; Rusya başta olmak üzere, Çin, Özbekistan, Türkmenistan ve Kırgızistan ile sınır komşuluğu yapıyor. İki dünya devi Çin ve Rusya ile sınırları olan Kazakistan'ın birde kıtalaraası komşusu veyahut hayranı var. Kim mi? Elbette, Amerika Birleşik Devletleri. Bölgesinde güç kazanmaya başlayan Kazakistan, güçlü ülkelerin ekonomik ve sosyal balyozlarına her daim maruz kalıyor. Tıpkı, Türkiye gibi...   Kazakistan'da yaşanan olaylar ve uluslararası basından bize yansıyanları değerlendirdiğimizde, çok vahim durumlarla karşı karşıya kaldığımızı ifade edebilirim. Öncelikle belirtmek isterim ki, küresel medya; "Kazakistan'da yaşanan olayların yabancı devletlerin askeri müdahalesi olmaksızın bastıralamayacağı" algısını körüklüyor. Çok sayıda iş insanının Rusya'ya kaçtığının radar takip sistemleri ile tespit edildiği ifade edilirken, polis ve askerler içerisindeki komuta birimlerinin iktidar ve muhalefet gibi taraf değiştirdikleri iddiaları ise vahim. Tablo bize yabancı gelmiyor. Bakınız; 15 Temmuz 2016.   ***   Türkiye'nin Kazakistan olma durumu var mı? Açıkçasını ifade etmeliyim ki; Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde gerçekleştirdiğimiz sohbetlerde hiçbir siyasi parti Milletvekilinin böyle bir süreci tasvip etmediğini belirtmek isterim. Yine, seçim ile geçim arasında sıkışmış Türkiye'nin toplumsal bir ayrışmaya çekilmek istendiğini ise tüm Milletvekillerinin ağzından farklı değerlendirmeler ışığında duymak mümkün.   Kazakistan ile ilgili haberlerin öznesine indiğimizde; muhalefet liderlerinin adeta işgal ordusu komutanı tarzı açıklamalar yaptığının idda edilmesi, ülkede küresel medyanın sürece ne kadar güçlü katkı koyduğunu ortaya koyuyor. Türkiye'nin benzer durumlarla karşılaşmaması için öncelikle herkesin aklını başına alması şart. Yabancı ülke müdahelesi Türkiye'de otomatik olarak Sevr  sürecinin başlamasına yol açacaktır! Parlamentosunda yabancı askerlerin olduğu, basın ve medya ile tüm bakanlıklarında yabancı askerlerin olduğu, yabancı devletlerin ajanlarının tüm noktaları kontrol ettiği bir Türkiye ile karşılaşmak istemeyen herkesin mevcut koşulları Kazakistan üzerinden değerlendirmesi şart. Bir dönem ""Gezi olayları" ile kaybettiğimiz ekonomik ve sosyal kayıplar ve yine sonrasında gerçekleşen 15 Temmuz hain darbe girişimi bize, yeni ve daha güçlü bir sosyal atak saldırısının uzak olmadığı işaretlerini veriyor.   Son birkaç gündür Ankara'da ve Bursa'da istişalerde bulunduğum tüm dostların ortak temennisi; "Küçükkaya inşallah bu sefer haklı çıkmazsın" yönünde... Evet, Türkiye'nin Kazakistan yapılma macerası iki yıl önce başladı. Ve biz bu süreçlere dair yazılarımızı Bursa'nın günlük gazetelerinde yazarken, yerel dinamiklerin antidemokratik baskısı ve siyasi kaygıları nedeniyle internet mecrasına itildik. Her daim ifade ettiğim gibi; FETÖ, Bursa'da eskisinden çok daha güçlü! Nereden mi anlıyoruz? Kentin Valisine, sivil dinamiklerine, gazetecilerine diğer çoğu kamu ile kuruluşlarına yönelik saldırılara baktığımızda görüyoruz ki; birileri daha büyük bir kavga için silahlarına mermi koymaya çoktan başladı! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı iktidardan indirme hevesinde olan iç birlikçiler ile dış destekçileri oyunu bu sefer çok daha kanlı kuruyor...   Öncelikle ifade etmem gerekiyor ki; Türkiye, Kazakistan olmaz! Ancak, iktidar kanadının kalesi olan Bursa'da bazı belediye başkanlarının anlamsız bir biçimde seslerini yükseltmeleri, siyasi rekabetin iktidar kanadında bireysel çıkışlarla artması, muhalefetin yerel dinamiklerinin söylemlerinde daha sık gördüğümüz "ülkeyi yeniden fetih ediyormuş tarzı siyasi çıkışlar ve söylemler", bize devletin sürece en üst düzeyde müdahale etmesi gerekliliği ikazını yapmayı zaruri kılıyor. Türkiye'nin Kazakistan olma veya yapılma girişimi Bursa'dan başlayacak! Yabancı ajanların son dönemde cirit attığı Bursa, İstanbul, İzmir, Trabzon, Elazığ, Tunceli, Ağrı, Van, Edirne ve Amasya ile Aydın'ı yakından takip edin. Bu kentlerin ihracat kapasitelerini, gelişme süreçlerini ve siyasi doktrinlerini iyi inceleyin! Buralardaki sivil toplum ve dernek hareketlerini iyi inceleyin! Göreceksiniz ki; Türkiye için herbiri birbirinden kıymetli bu kentler hareketlendiriliyor. Ve bu şehirler iktidarı belirleyen seçmene sahipler. Lakin, Bursa bambaşka. Neden mi? Bursa'da her yapı en üst düzeyde ekonomik güce sahip. Ve İstanbul ile Ankara'dan sonra en fazla yabancı iş insanı ile devlet adamı son 2 yıldır Bursa'ya akın edercesine ziyaretler gerçekleştiriyor. Eğer; iktidarın kalesi Bursa'da daha öncede ifade ettiğim gibi gerekli tedbirler alınmaz ve kamusal yönetim değişikliği yaşanırsa, Türkiye için zor bir süreç yaşanır. Türkiye, Kazakistan olmaz ama sürecin bedeli hepimiz için yüzyıllık bir kayıp olur...
Ekleme Tarihi: 06 Ocak 2022 - Perşembe

Türkiye, Kazakistan olur mu?

Kıtalararası bir ülke düşünün; 2 milyon 724 bin 900 kilometrekare yüzölçümü ile Batı Avrupa'ya denk büyüklükte dev bir coğrafyası olan. Dünya üzerinde denize kıyısı olmayan nadir kıtalararası ülkelerden olan Kazakistan, Avrupa ve Asya'yı birbirinden ayıran Ural nehrinin her iki kıyısında kurulu köklü bir devlet. Geçmişi 11'nci yüzyıla dayanan Kazakistan ile kök ve kültür bağları eş değer olan  Türkiye'yi değerlendireceğiz bugün.

 

***

 

Ankara ile Bursa arasında hızlı tren olmaması nedeniyle başkent yolculuklarımız yorucu geçiyor. Ankara bize daha fazla alışırken, bizde yorucu yolculuklara alıştık. Ankara'da önceki gün gerçekleştirdiğim ziyaretlerde hem AK Parti, hem CHP hemde İYİ Parti Milletvekilleri ile görüşme imkanı buldum. Milliyetçi Hareket Partisi'nin her iki Bursa Milletvekili, Genel Merkez çalışmalarında olduğu için telefon irtibatı kurmak ile yetindik. Elbette Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki atmosferin sıcaklığı esnasında Kazakistan olaylarını takip etmek daha bir renkli oldu. Kazakistan'da akaryakıt zamları ve fiyatları bahane edilerek gerçekleştirilen iç karışıklığın geldiği nokta, Türkiye açısından çok önemli mesajlar içeriyor.

 

Kazakistan; Rusya başta olmak üzere, Çin, Özbekistan, Türkmenistan ve Kırgızistan ile sınır komşuluğu yapıyor. İki dünya devi Çin ve Rusya ile sınırları olan Kazakistan'ın birde kıtalaraası komşusu veyahut hayranı var. Kim mi? Elbette, Amerika Birleşik Devletleri. Bölgesinde güç kazanmaya başlayan Kazakistan, güçlü ülkelerin ekonomik ve sosyal balyozlarına her daim maruz kalıyor. Tıpkı, Türkiye gibi...

 

Kazakistan'da yaşanan olaylar ve uluslararası basından bize yansıyanları değerlendirdiğimizde, çok vahim durumlarla karşı karşıya kaldığımızı ifade edebilirim. Öncelikle belirtmek isterim ki, küresel medya; "Kazakistan'da yaşanan olayların yabancı devletlerin askeri müdahalesi olmaksızın bastıralamayacağı" algısını körüklüyor. Çok sayıda iş insanının Rusya'ya kaçtığının radar takip sistemleri ile tespit edildiği ifade edilirken, polis ve askerler içerisindeki komuta birimlerinin iktidar ve muhalefet gibi taraf değiştirdikleri iddiaları ise vahim. Tablo bize yabancı gelmiyor. Bakınız; 15 Temmuz 2016.

 

***

 

Türkiye'nin Kazakistan olma durumu var mı? Açıkçasını ifade etmeliyim ki; Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde gerçekleştirdiğimiz sohbetlerde hiçbir siyasi parti Milletvekilinin böyle bir süreci tasvip etmediğini belirtmek isterim. Yine, seçim ile geçim arasında sıkışmış Türkiye'nin toplumsal bir ayrışmaya çekilmek istendiğini ise tüm Milletvekillerinin ağzından farklı değerlendirmeler ışığında duymak mümkün.

 

Kazakistan ile ilgili haberlerin öznesine indiğimizde; muhalefet liderlerinin adeta işgal ordusu komutanı tarzı açıklamalar yaptığının idda edilmesi, ülkede küresel medyanın sürece ne kadar güçlü katkı koyduğunu ortaya koyuyor. Türkiye'nin benzer durumlarla karşılaşmaması için öncelikle herkesin aklını başına alması şart. Yabancı ülke müdahelesi Türkiye'de otomatik olarak Sevr  sürecinin başlamasına yol açacaktır! Parlamentosunda yabancı askerlerin olduğu, basın ve medya ile tüm bakanlıklarında yabancı askerlerin olduğu, yabancı devletlerin ajanlarının tüm noktaları kontrol ettiği bir Türkiye ile karşılaşmak istemeyen herkesin mevcut koşulları Kazakistan üzerinden değerlendirmesi şart. Bir dönem ""Gezi olayları" ile kaybettiğimiz ekonomik ve sosyal kayıplar ve yine sonrasında gerçekleşen 15 Temmuz hain darbe girişimi bize, yeni ve daha güçlü bir sosyal atak saldırısının uzak olmadığı işaretlerini veriyor.

 

Son birkaç gündür Ankara'da ve Bursa'da istişalerde bulunduğum tüm dostların ortak temennisi; "Küçükkaya inşallah bu sefer haklı çıkmazsın" yönünde... Evet, Türkiye'nin Kazakistan yapılma macerası iki yıl önce başladı. Ve biz bu süreçlere dair yazılarımızı Bursa'nın günlük gazetelerinde yazarken, yerel dinamiklerin antidemokratik baskısı ve siyasi kaygıları nedeniyle internet mecrasına itildik. Her daim ifade ettiğim gibi; FETÖ, Bursa'da eskisinden çok daha güçlü! Nereden mi anlıyoruz? Kentin Valisine, sivil dinamiklerine, gazetecilerine diğer çoğu kamu ile kuruluşlarına yönelik saldırılara baktığımızda görüyoruz ki; birileri daha büyük bir kavga için silahlarına mermi koymaya çoktan başladı! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı iktidardan indirme hevesinde olan iç birlikçiler ile dış destekçileri oyunu bu sefer çok daha kanlı kuruyor...

 

Öncelikle ifade etmem gerekiyor ki; Türkiye, Kazakistan olmaz! Ancak, iktidar kanadının kalesi olan Bursa'da bazı belediye başkanlarının anlamsız bir biçimde seslerini yükseltmeleri, siyasi rekabetin iktidar kanadında bireysel çıkışlarla artması, muhalefetin yerel dinamiklerinin söylemlerinde daha sık gördüğümüz "ülkeyi yeniden fetih ediyormuş tarzı siyasi çıkışlar ve söylemler", bize devletin sürece en üst düzeyde müdahale etmesi gerekliliği ikazını yapmayı zaruri kılıyor. Türkiye'nin Kazakistan olma veya yapılma girişimi Bursa'dan başlayacak! Yabancı ajanların son dönemde cirit attığı Bursa, İstanbul, İzmir, Trabzon, Elazığ, Tunceli, Ağrı, Van, Edirne ve Amasya ile Aydın'ı yakından takip edin. Bu kentlerin ihracat kapasitelerini, gelişme süreçlerini ve siyasi doktrinlerini iyi inceleyin! Buralardaki sivil toplum ve dernek hareketlerini iyi inceleyin! Göreceksiniz ki; Türkiye için herbiri birbirinden kıymetli bu kentler hareketlendiriliyor. Ve bu şehirler iktidarı belirleyen seçmene sahipler. Lakin, Bursa bambaşka. Neden mi? Bursa'da her yapı en üst düzeyde ekonomik güce sahip. Ve İstanbul ile Ankara'dan sonra en fazla yabancı iş insanı ile devlet adamı son 2 yıldır Bursa'ya akın edercesine ziyaretler gerçekleştiriyor. Eğer; iktidarın kalesi Bursa'da daha öncede ifade ettiğim gibi gerekli tedbirler alınmaz ve kamusal yönetim değişikliği yaşanırsa, Türkiye için zor bir süreç yaşanır. Türkiye, Kazakistan olmaz ama sürecin bedeli hepimiz için yüzyıllık bir kayıp olur...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve gazetehalk.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.